KARA POLİSİYENİN EDEBİ ZEMİNE
BASAN AYAKLARI
Selma ve Gölgesi, Peyami
Safa’nın Server Bedi mahlasıyla yazdığı polisiye romanların en başarılısıdır.
Bu romanın birinci baskısı 1941 yılında yapılmıştır. Peyami Safa, Server Bedi
mahlasıyla yazdığı bu eserlerden ele ettiği para ile yazı hayatını
sürdürmüştür. Bu bir anlamda günümüzün tiyatrocularının tiyatroya devam etmek
için dizilerde ya da basit gişe filmlerinde oynaması gibi bir olaydır. Burada şu hataya düşülmemelidir: O dönemin
piyasa işi sığ çoksatar romanlarıdır bunlar! Bu romanlar para kazanmak için
yazılmalarına rağmen günümüzdeki pek çok çoksatar romandan daha derinliklidir
ve edebi bakımdan çoğu çoksatardan daha başarılıdır. O dönemde de ciddi
edebiyat yazarlarının böyle romanlar yazması eleştirilmektedir; çünkü o dönemde
ciddi bir edebiyat yazarının polisiye gibi günün koşulları bakımından gayr-ı
ciddi kabul edilen bir türde eserler vermesi yadırganmaktadır. Polisiye türü o
yıllarda çok okunan bir tür olmasına rağmen edebiyat kanonu içinde
itibarsızdır. Polisiye romanlara basit romanlar gözüyle bakılmakta, polisiye
yazarlara pek fazla itibar gösterilmemektedir. Polisiye romanların tirajının
yüksek olması pek çok edebiyatçımızı bu türe yöneltmiştir. Özellikle yazı ile
yaşamını kazanan yazarlarımızın çoğu bir dönem polisiye eserler yazmıştır.
Kemal Tahir de Peyami Safa gibi polisiye türünde eserler vermiştir. Mayk Hammer
serisini çevirmiştir, çeviriler tutunca hızını alamayarak birkaç çakma Mayk
Hammer eseri yazmıştır; fakat pek çok edebiyat eleştirmenine göre Kemal
Tahir’in yazdığı romanlar asıllarından daha başarılı olmuştur.
Peyami Safa’nın Server Bedi
mahlasıyla yazdığı polisiyelere baktığımızda genel olarak bu romanların
tamamının satış kaygısı ile yazıldığı anlaşılmaktadır. Kurguda ve diğer roman
unsurlarında aksamalar gözlenmektedir. Bu eserlerin para kazanmak maksadıyla
aceleyle yazıldığı romanlara bakılarak anlaşılabilir; ancak şunu söylemek lazım
ki Selma ve Gölgesi bu romanlar arasında en başarılısı olarak kabul
edilmelidir. Bir de 1941 yılına kadar yazılan polisiye romanlara bakıldığında
Selma ve Gölgesi bu romanlar arasında en başarılısıdır, diyebiliriz. Hatta
romandaki katilin çok güçlü kişilik özelliklerine sahip bir kadın olması ve
romanın sonunda katilin ele geçirilememesi bağlamında kara polisiyenin
edebiyatımızdaki ilk örneği olarak kabul edilebilir Selma ve Gölgesi.
ÖZET
1.
Bölüm: Gerilim birinci bölümle başlatılmıştır. BU
bölümde Selma ve diğer karakterler kısaca tanıtılıyor. Bu tanıtımlara
bakıldığında nesnel koşullara göre değişen kişilik özellikleri gözleriz; fakat
Selma’nın kişiliği her açıdan ve her bağlamda orijinaldir. Bu bölümde Selma’nın
kişiliği hakkında kitabın sonunda doğruluğu kanıtlanacak bazı fikirler ileri
sürülmektedir; fakat bu fikirlere diğer karakterler pek fazla itibar
etmemektedirler. Mükemmel bir güzelliğe sahip tehlikeli bir kadın karşısında
erkeklerin acizliği açıkça ortaya konuluyor. Selma, diğerleriyle olan
ilişkilerini ustaca yönlendirebilecek zekâya sahip. Erkekleri bir keman
virtüözü gibi kullanma konusunda oldukça mahir. Selma bir femme fatale; fakat
özgün taraflarıyla bu tanımlamadan ayrılan bir yapıya sahiptir. Psikolojik
sorunları olduğu aşikâr; ancak bu bölümde Selma’nın psikolojik sorunları ile
ilgili tafsilatlı bir açıklama yapılmıyor. Şunu söylemek lazım ki Salim’in
Selma hakkındaki fikirlerine dikkat etmenizi önerebiliriz.
2.
Bölüm: Selma usta bir avcı gibi Halim’i tuzağına
çekiyor. Onu ne tamamen umutsuzluğa sürükleyecek bir hareket yapıyor ne de tam
bir umut veriyor. Selma yavaş yavaş Halim’in kıvama gelmesini bekliyor.
Şerif’in Selma hakkındaki analizleri kısmen de olsa gerçeğe yakın; fakat o
derece de duygudan uzak. Şerif’in Selma’ya bakışı kaba bir biçimde realist ve
maddeci. Bölümün sonuna doğru Nevzat’ın Halim’i Selma’nın kucağına itmesinin
sebebi açığa çıkıyor. Nevzat, Selma’dan emin değil, ondan korkuyor, Selma ile
ilgili tereddütleri ve endişeleri var. Daha doğrusu Selma gibi ateşten bir
kadını Halim maşası ile tutup tecrübe etmeye çalışıyor. Selma kesinlikle her
bağlamda çok tehlikeli bir kadın.
Kusursuz bir psikopat; fakat deli değil. Psikopat yönünü gizlemek için
eğitip biçimlendirdiği sarsılmaz bir iradesi var. Romanın erkek karakterleri
ile karşılaştırıldığında Selma her yönden onlardan daha ileri bir seviyede.
Erkekler bu zeki ve güçlü kadının karşısında çok aciz kalıyorlar. Selma’nın
ölüme, öldürmeye, öldürülmeye karşı bir takıntısı olduğu tartışma götürmez bir
gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
3.
Bölüm: Nevzat ile Halim arasındaki dostluk Selma
yüzünden bozuluyor. Halim, Selma’ya karşı olan direncini tamamen yitirir.
Şairane yönü Halim’in en zayıf yönüdür ki Selma da bu yönden ona yaklaşır ve
başarılı olur. Nevzat çok sarsılmasına rağmen tam olarak Selma’ya teslim
olmamıştır; çünkü Nevzat oldukça düzenli bir yaşama sahiptir, kadın erkek
ilişkilerinde realisttir ve özgüveni Halim’e göre daha yüksektir. Nevzat,
Halim’i Selma’dan kıskanır, bu yüzden Halim ile tartışırlar. Halim, Selma’nın
dayanılmaz cinsel çekiciliğine kendini teslim etmek zorunda kalmıştır, Halim
Selma’yı deli gibi arzulamaktadır. Halim bütün ahlaki dayanaklarını
yitirmiştir. Selma’ya olan arzusunu rasyonalize etmeye çalışmaktadır; fakat
Selma’yı düşündükçe onun esiri olmaktadır.
4.
Bölüm: Selma’nın karşı konulmaz cinsel
çekiciliğine kendini kaptıran Halim ikinci kez tek başına yalıya gider ve Selma
ile cinsel ilişkiye girer. O bu ilişkide Selma’yı elde ettiğini sanmaktadır
oysa Selma Halim’i elde etmiştir. Bu bir yanılsamadır, Halim safdilce Selma’yı
elde ettiğini sanmaktadır; oysa Selma Halim’i kölesi haline getirmiştir. Halim
bu bölümde Selma’yı psikolojik olarak çözdüğünü zanneder ve bu yüzden kadına
kendini koşulsuz-kuralsız teslim eder. Selma amacına planlı bir biçimde
ilerlemektedir. Halim’i dişiliğini kullanarak köleleştirdikten sonra cinsel
çekiciliğini kullanarak Halim’e onun el yazısı ile yazılmış bir intihar mektubu
yazdırır. Halim’i öldürebilmek için artık her şey hazırdır, Selma’ya sadece
uygun zamanı belirlemek kalmıştır. Selma bu bölümde önceki kocalarının ölümü
ile ilgili Halim’e spekülatif bilgiler verir. Bu bilgilerin doğruluğu
şüphelidir; fakat Halim bunu anlayacak durumda değildir. Bir de bu bölümde
Selma’nın esrar kullandığı ortaya çıkıyor ki bu durumdan Nevzat’ın dahi haberi
yoktur.
5.
Bölüm: Selma sistemli bir biçimde her iki erkekle
de oynamaktadır. Halim’i tamamen ağına düşürmüş; fakat Nevzat’tan da
vazgeçmemiştir. Halim bütün ahlaki değerlerini yitirmiştir. Hayatını Selma’ya
feda etmeye hazırdır. Nevzat, Halim’in Selma ile ilişkiye girdiğine dair
şüpheler duymaktadır; fakat emin değildir. Selma, Halim ile birlikte olurken
aynı zamanda Nevzat’a aşk mektupları yazmaktadır. Bunu Nevzat’tan öğrenen Halim
yıkılır, dengesini yitirir, içkiye sığınmak zorunda kalır. Nevzat’ta bu
yaşadıklarına karşılık olarak Selma’dan öç alma duygusu belirir. Nevzat,
Selma’dan öç almak için Selma’yı unutmayı beklemektedir, onun tamamen
kafasından silmesini beklemeye karar verir.
6.
Bölüm: Halim Selma’nın yalısında intihar eder. Halim’in
başucunda kendi el yazısı ile yazılmış bir intihar mektubu bulunur, bu yüzden
polisler olayı intihar olarak kabul eder ve kapatırlar. Oysa Salim Bey bu
fikirde değildir. Salim Bey Halim’i Selma’nın öldürmüş olduğundan
şüphelenmektedir; fakat Selma’nın aleyhinde hiçbir somut kanıt bulamaz. Halim’in
intiharı Nevzat’ı ve onu tanıyanları derinden sarsar. Nevzat, Halim’in ölümü
yüzünden kendini suçlar, Selma’dan Halim’in intikamını almaya kesin karar
verir. Nevzat’ın içinde bulunduğu duruma üzülen Şerif ve Salim Bey onu teselli
etmeye çalışırlar. Salim Bey’in Selma hakkındaki bilgileri Nevzat ve Şerif için
aydınlatıcı olur. Salim Bey’in romanın ilk bölümünde Selma hakkında iddia
ettiği şeylerin tamamı doğrulanmıştır. Salim Bey de diğerleri de Halim’in
ölümünün intihardan kaynaklanmadığına kani olmuşlardır. Halim, Selma’nın hayatına
giren ve intiharla yaşamını sonlandıran beşinci kişi olur. Bu Selma hakkında
Salim’in söylediklerini haklı çıkarabilecek makul bir kanıttır. Selma’nın
psikopat bir seri katil, acımasız bir sadist olduğuna yönelik şüphe
güçlenmiştir.
7.
Bölüm: Nevzat ve Şerif, Selma’yı tuzağa düşürmek
için bir plan yaparlar. Nevzat, bu plana göre Halim’in ölümünden bir hafta
sonra Selma’nı yalısına gider. Giderken büyük bir zafiyet duyar. Selma’nın
yalıda olmadığını ve Avrupa’ya bir seyahate gittiğini öğrenince tamamen yıkılır.
Şerif’in evine gelir ve durumu Şerif’e anlatır. Selma’nın arkasından Avrupa’ya
gitmek istediğini söyler. Şerif, Nevzat’ın Selma’ya karşı zafiyeti olduğunu
görerek Nevzat’ı Selma’nın peşinden gitmemesi için ikna etmeye çalışır; fakat
başarılı olamaz. Nevzat bir hafiye gibi kurnazca hamleler yaparak Selma’nın
Avrupa’da nereye gittiğini bulur. Selma, Venedik’e gitmiştir. Bu şehir ile
Selma’nı kişiliği arasında muazzam bir benzerlik vardır. Selma pek çok kez
Nevzat’a Venedik’i çok sevdiğini söyler. Venedik de Selma’nın kasvetli
dünyasına benzemektedir. Nevzat, Selma’nın peşinden gitmeye kesin karar verir
ve bunu uygulamaya koyar.
8.
Bölüm: Nevzat, bir vapurla Venedik’e gider.
Vapurda tanıdık birkaç Yahudi tüccar vardır. Onların aracılığıyla bir kadınla
tanışır. Kadının adı Madam Leviski’dir. Trafik kazasında vefat etmiş zengin bir
tüccarın karısıdır. Bu kadının romanın kurgusu içinde işlevi nedir, tam olarak
anlaşılamıyor. Nevzat daha sonra bir tesadüf eseri Selma’yı bulur. Ondan
kendisini affetmesini ister, Selma’ya yalvarır. Selma Venedik’te de
İstanbul’daki gibi kasvetli ve karanlık kişilikli bir kadındır. Nevzat planına
uyar ve Selma’ya karşı ustaca bir oyun oynar. Selma, Nevzat’ı ağına düşürdüğünü
düşünerek önceki kurbanlarına yaptıklarının aynısını Nevzat’a da yapar. Gece
yatarken Nevzat’ı öldürmeye çalışır; fakat Nevzat uyumamıştır, Selma muvaffak
olamaz. Selma, Nevzat’a bütün cinayetlerini itiraf eder, gerilim kısmen
çözülmüştür, Selma’nın sırrı aydınlanmıştır. Selma intihar etmek istediğini
söyleyerek Nevzat’tan silahını geri alır. Silahını kalbine dayar ve tam tetiği
çekecekken Nevzat’ın bir anlık zafiyetinden yararlanarak kurşunu onun kalbine
sıkar. Olay mahalline önceden Nevzat’tan aldığı intihar notunu bırakır ve
Nevzat’ın odasından çıkıp kendi odasına gider. Roman burada son bulur.
KİŞİLER
SELMA: Babası ve iki kocası
intihar etmiştir. Beslemesi balkondan düşerek ölmüştür. Hayatına giren herkese
ölüm bulaştıran bir kadındır; fakat bu ölümler tesadüfi değildir. Babası hariç
diğer tüm ölümleri Selma organize etmiştir. İntihar süsü vererek cinayet
işlemekte ustalaşmıştır. Profesyonel ve oldukça başarılı bir seri katildir.
Dışarıdan dengesiz bir deli gibi görünmesine rağmen son derece soğukkanlı,
ihtiyatlı ve kurnazdır. Babasının ölümüyle başlayan psikozdan kurtulamaz. Çok
sevdiği babasının ölümüne karşılık olarak başka insanların, hayvanların canını
alarak kendini rahatlatmaya çalışır. En akıllı erkeği dahi çileden çıkaracak
oranda güzel ve çekicidir. Özgün özellikleri olan bir femme fatale’dır.
NEVZAT: Planlı, hesaplı, düzenli ve temiz yaşamayı seven, şık giyinen, akl-ı selim bir insandır; fakat Selma gibi bir kadının karşısından çaresizliğe düşecek kadar da dirayetsizdir. Selma’ya karşı büyük bir zaafı vardır. Selma’yı çılgınlar gibi sever. Selma’nın oyunlarına karşı Halim’ e oranla daha dirençlidir. Hesaplı bir insan olmasına rağmen Selma’nın kurbanı olmaktan o da kurtulamayacaktır. Halim’i de Selma’ya musallat ederek Halim’in ölümüne sebep olur.
HALİM: Üst düzey bir devlet memurudur, şairdir. Nevzat, Selma’yı denemek için onu kullanır. İlkin Nevzat’ ı Selma’ya karşı uyarmaya çalışmasına rağmen sonra Selma’nın cinsel çekimine kapılır ve intihara sürüklenir. Kendine göre ahlaki değerleri vardır; fakat bunlar Selma’nın kadınlığı karşısında direnebilmesini sağlayacak güçte değildir. Arkadaşının aşkıyla cinsel ilişkiye girerek bütün ahlaki kaidelerini kendi elleriyle yıkar. Karısına, çocuğuna ve annesine olan sorumluluklarını Selma yüzünden unutur.
SALİM: Emekli bir askerdir.
Selma’nın İstanbul’daki yaşantısından önce onunla Edirne’de tanışmıştır.
Kahramanlar arasında Selma’yı en iyi o tanır. Başından beri Selma’nın nasıl bir
cani olduğunu bilen ve ona karşı Nevzat ve Halim’i uyarmaya çalışan uyanık
biridir. Kitabın sonuna kadar Selma ile ilgili en nesnel tahlilleri o yapar.
Romanda Salim Bey’in karısı da bulunmaktadır; üzerinde durulmaya değer bir
özelliği yoktur.
ŞERİF: Katı bir gerçekçi ve
iflah olmaz bir materyalisttir. Buna rağmen o bile kısa bir süre Selma’nın
çekiciliğine kapılır. Nevzat ve Halim’i Selma konusunda aydınlatmaya çalışır,
onları Selma’dan uzak durmaları konusunda uyarır; fakat muvaffak olamaz.
FERİHA: Halim’in karısıdır.
Halim’e güvenir, kadın erkek ilişkilerinde kocasını kıskanma eğiliminde
değildir. Halim’in bir oğlu (Ufuk), hasta bir annesi vardır; fakat bunlar tip
olarak romanda yer almaktadırlar. Üzerinde durulmaya değer bir özellikleri
yoktur.
YER
Olaylar İstanbul ve Venedik’te geçmektedir. İstanbul içindeki olaylar Selma’nın yalısının bulunduğu Çubuklu adlı bir Boğaziçi köyünde geçmektedir. Bunun dışında Selma’nın hayatından kesitler içeren bazı yer adları da romanda anılmaktadır. Selma Trabzonludur. Babası Trabzon’da bir arazi meselesi yüzünden intihar etmiştir. İlk kocasını Viyana’da Grand Otel’de intihar süsü vererek öldürmüştür. İkinci kocasını Edirne’de intihar süsü vererek öldürmüştür. Salim Bey ile Edirne’de tanışmıştır. İzmir’de beslemesini balkondan aşağıya fırlatarak öldürmüştür.
Venedik romanda özel bir
öneme sahip; çünkü bu şehir tıpkı Selma’ya benzemektedir. Karanlık, kasvetli,
viran, cinayetlerle dolu bir tarihi olan Venedik ile Selma arasında duygusal
bir bağ vardır. Selma Venedik’te bulunmaktan, oranın işkencelerle, katliamlarla
anılan mekânlarında dolaşmaktan zevk almaktadır.
Romanda iç mekân olarak En belirgin yer Selma’nın evidir. Bu ev boğaz kıyısında bir yalıdır. Bahçesinin içinde küçük bir köşk vardır ki Selma bu köşkte vakit geçirmekten hoşlanır. Selma’nın evinin içi karanlığa yakın bir ışık tarafından aydınlatılır. Kasvetli bir havası vardır. Ev çok sessiz ve sakindir. Adeta Selma’nın ruhunun karanlığı bu eve sinmiştir.
Olaylar birkaç aylık bir süre içinde yaşanır. Romanda 1940’lı yılların gerçekliği anlatılmaktadır.
DİL VE ANLATIM (ÜSLUP)
Romanın yazarı Peyami Safa tam bir dil ustasıdır. 1941 yılında basılan bu romanın aynı yıl yazıldığını varsayarsak dönemde kullanılan dile nazaran Safa’nın dilinin açık anlaşılır ve sade olduğunu söyleyebiliriz. Romanın para kazanmak için yazılmış bir polisiye olduğunu da göz önünde bulundurursak dilin anlaşılır olmasının işlevsel nedenlere dayandığını iddia edebiliriz. Günümüz Türkçesi ile romanın dilini karşılaştırmak gerekirse birkaç kelime hariç romanda kullanılan kelimelerin tamamı bu gün de kullanılmaktadır. Kullanılmayan kelimeler anlamı kapatacak oranda değildir. Roman polisiye türünde yazılmış bir piyasa romanı olmasına rağmen tasvirler ayrıntılı ve sanatsaldır. Safa’nı insan psikolojisine ait derin bilgi ve gözlemlerinin yansımalarını bu romanında da gözlemekteyiz. Safa’nın edebi romanlarındaki psikolojik altyapı bu romanında da göze çarpmaktadır. Her Safa romanında olduğu gibi fikir münakaşaları bu romanda da vardır; ancak Safa’nın edebi romanlarına nazaran daha basitleştirilmişleridir.
SONUÇ
Peyami Safa’nın Selma ve Gölgesi adlı romanı kara roman türünün edebiyatımızdaki ilk başarılı örneklerinden biridir. Bence romanı diğer polisiyelerden değerli kılan özelliği ana karakteridir. Selma, çok güçlü bir kadındır. Erkek egemen bir dünyada erkeksi özellikleriyle yer almakta, erkekleri öldürerek kendi gücünü onlara karşı kanıtlamaktadır. Bu açıdan sadece polisiye romanımız için değil edebiyatımız açısından da oldukça orijinal bir karakterdir Selma. Genellikle romanlarda femme fatale özellikleri taşıyan karakterler ahlaki gerekçelerle linç edilirler; fakat bu romanda Selma linç edilmemekte aksine başarılı kılınmaktadır. Selma’ya karşı analizlerinde romancı cinsiyetçi bir bakışa sahip değildir. Peyami Safa o dönemde pek çok kadın yazarın dahi cesaret edemediği bir biçimde başarılı bir kadın seri katili övmektedir. Hatta onun öldürme güdüsünü psikolojik temellerine oturtarak rasyonalize etmektedir. Bu açıdan Selma ve Gölgesi romanımız için oldukça önemli bir yapıttır diyebiliriz.
Peyami Safa’nın bu polisiyesi günümüzde yazılan çoksatar polisiye romanlarla karşılaştırıldığında önemli bir edebi derinliğe sahiptir. Bu açıdan Selma ve Gölgesi günümüzde piyasaya teslim olmuş polisiye romana karşı edebi bir polisiye romanın var olabileceğine yönelik anakronik bir kanıttır. Selma ve Gölgesi ayakları edebi zemine basan nispeten başarılı bir kara polisiye örneğidir.