28 Haziran 2014 Cumartesi

SELMA VE GÖLGESİ- PEYAMİ SAFA


KARA POLİSİYENİN EDEBİ ZEMİNE BASAN AYAKLARI

Selma ve Gölgesi, Peyami Safa’nın Server Bedi mahlasıyla yazdığı polisiye romanların en başarılısıdır. Bu romanın birinci baskısı 1941 yılında yapılmıştır. Peyami Safa, Server Bedi mahlasıyla yazdığı bu eserlerden ele ettiği para ile yazı hayatını sürdürmüştür. Bu bir anlamda günümüzün tiyatrocularının tiyatroya devam etmek için dizilerde ya da basit gişe filmlerinde oynaması gibi bir olaydır.  Burada şu hataya düşülmemelidir: O dönemin piyasa işi sığ çoksatar romanlarıdır bunlar! Bu romanlar para kazanmak için yazılmalarına rağmen günümüzdeki pek çok çoksatar romandan daha derinliklidir ve edebi bakımdan çoğu çoksatardan daha başarılıdır. O dönemde de ciddi edebiyat yazarlarının böyle romanlar yazması eleştirilmektedir; çünkü o dönemde ciddi bir edebiyat yazarının polisiye gibi günün koşulları bakımından gayr-ı ciddi kabul edilen bir türde eserler vermesi yadırganmaktadır. Polisiye türü o yıllarda çok okunan bir tür olmasına rağmen edebiyat kanonu içinde itibarsızdır. Polisiye romanlara basit romanlar gözüyle bakılmakta, polisiye yazarlara pek fazla itibar gösterilmemektedir. Polisiye romanların tirajının yüksek olması pek çok edebiyatçımızı bu türe yöneltmiştir. Özellikle yazı ile yaşamını kazanan yazarlarımızın çoğu bir dönem polisiye eserler yazmıştır. Kemal Tahir de Peyami Safa gibi polisiye türünde eserler vermiştir. Mayk Hammer serisini çevirmiştir, çeviriler tutunca hızını alamayarak birkaç çakma Mayk Hammer eseri yazmıştır; fakat pek çok edebiyat eleştirmenine göre Kemal Tahir’in yazdığı romanlar asıllarından daha başarılı olmuştur.

Peyami Safa’nın Server Bedi mahlasıyla yazdığı polisiyelere baktığımızda genel olarak bu romanların tamamının satış kaygısı ile yazıldığı anlaşılmaktadır. Kurguda ve diğer roman unsurlarında aksamalar gözlenmektedir. Bu eserlerin para kazanmak maksadıyla aceleyle yazıldığı romanlara bakılarak anlaşılabilir; ancak şunu söylemek lazım ki Selma ve Gölgesi bu romanlar arasında en başarılısı olarak kabul edilmelidir. Bir de 1941 yılına kadar yazılan polisiye romanlara bakıldığında Selma ve Gölgesi bu romanlar arasında en başarılısıdır, diyebiliriz. Hatta romandaki katilin çok güçlü kişilik özelliklerine sahip bir kadın olması ve romanın sonunda katilin ele geçirilememesi bağlamında kara polisiyenin edebiyatımızdaki ilk örneği olarak kabul edilebilir Selma ve Gölgesi.

ÖZET

1.       Bölüm: Gerilim birinci bölümle başlatılmıştır. BU bölümde Selma ve diğer karakterler kısaca tanıtılıyor. Bu tanıtımlara bakıldığında nesnel koşullara göre değişen kişilik özellikleri gözleriz; fakat Selma’nın kişiliği her açıdan ve her bağlamda orijinaldir. Bu bölümde Selma’nın kişiliği hakkında kitabın sonunda doğruluğu kanıtlanacak bazı fikirler ileri sürülmektedir; fakat bu fikirlere diğer karakterler pek fazla itibar etmemektedirler. Mükemmel bir güzelliğe sahip tehlikeli bir kadın karşısında erkeklerin acizliği açıkça ortaya konuluyor. Selma, diğerleriyle olan ilişkilerini ustaca yönlendirebilecek zekâya sahip. Erkekleri bir keman virtüözü gibi kullanma konusunda oldukça mahir. Selma bir femme fatale; fakat özgün taraflarıyla bu tanımlamadan ayrılan bir yapıya sahiptir. Psikolojik sorunları olduğu aşikâr; ancak bu bölümde Selma’nın psikolojik sorunları ile ilgili tafsilatlı bir açıklama yapılmıyor. Şunu söylemek lazım ki Salim’in Selma hakkındaki fikirlerine dikkat etmenizi önerebiliriz.

2.       Bölüm: Selma usta bir avcı gibi Halim’i tuzağına çekiyor. Onu ne tamamen umutsuzluğa sürükleyecek bir hareket yapıyor ne de tam bir umut veriyor. Selma yavaş yavaş Halim’in kıvama gelmesini bekliyor. Şerif’in Selma hakkındaki analizleri kısmen de olsa gerçeğe yakın; fakat o derece de duygudan uzak. Şerif’in Selma’ya bakışı kaba bir biçimde realist ve maddeci. Bölümün sonuna doğru Nevzat’ın Halim’i Selma’nın kucağına itmesinin sebebi açığa çıkıyor. Nevzat, Selma’dan emin değil, ondan korkuyor, Selma ile ilgili tereddütleri ve endişeleri var. Daha doğrusu Selma gibi ateşten bir kadını Halim maşası ile tutup tecrübe etmeye çalışıyor. Selma kesinlikle her bağlamda çok tehlikeli bir kadın.  Kusursuz bir psikopat; fakat deli değil. Psikopat yönünü gizlemek için eğitip biçimlendirdiği sarsılmaz bir iradesi var. Romanın erkek karakterleri ile karşılaştırıldığında Selma her yönden onlardan daha ileri bir seviyede. Erkekler bu zeki ve güçlü kadının karşısında çok aciz kalıyorlar. Selma’nın ölüme, öldürmeye, öldürülmeye karşı bir takıntısı olduğu tartışma götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

3.       Bölüm: Nevzat ile Halim arasındaki dostluk Selma yüzünden bozuluyor. Halim, Selma’ya karşı olan direncini tamamen yitirir. Şairane yönü Halim’in en zayıf yönüdür ki Selma da bu yönden ona yaklaşır ve başarılı olur. Nevzat çok sarsılmasına rağmen tam olarak Selma’ya teslim olmamıştır; çünkü Nevzat oldukça düzenli bir yaşama sahiptir, kadın erkek ilişkilerinde realisttir ve özgüveni Halim’e göre daha yüksektir. Nevzat, Halim’i Selma’dan kıskanır, bu yüzden Halim ile tartışırlar. Halim, Selma’nın dayanılmaz cinsel çekiciliğine kendini teslim etmek zorunda kalmıştır, Halim Selma’yı deli gibi arzulamaktadır. Halim bütün ahlaki dayanaklarını yitirmiştir. Selma’ya olan arzusunu rasyonalize etmeye çalışmaktadır; fakat Selma’yı düşündükçe onun esiri olmaktadır.

4.       Bölüm: Selma’nın karşı konulmaz cinsel çekiciliğine kendini kaptıran Halim ikinci kez tek başına yalıya gider ve Selma ile cinsel ilişkiye girer. O bu ilişkide Selma’yı elde ettiğini sanmaktadır oysa Selma Halim’i elde etmiştir. Bu bir yanılsamadır, Halim safdilce Selma’yı elde ettiğini sanmaktadır; oysa Selma Halim’i kölesi haline getirmiştir. Halim bu bölümde Selma’yı psikolojik olarak çözdüğünü zanneder ve bu yüzden kadına kendini koşulsuz-kuralsız teslim eder. Selma amacına planlı bir biçimde ilerlemektedir. Halim’i dişiliğini kullanarak köleleştirdikten sonra cinsel çekiciliğini kullanarak Halim’e onun el yazısı ile yazılmış bir intihar mektubu yazdırır. Halim’i öldürebilmek için artık her şey hazırdır, Selma’ya sadece uygun zamanı belirlemek kalmıştır. Selma bu bölümde önceki kocalarının ölümü ile ilgili Halim’e spekülatif bilgiler verir. Bu bilgilerin doğruluğu şüphelidir; fakat Halim bunu anlayacak durumda değildir. Bir de bu bölümde Selma’nın esrar kullandığı ortaya çıkıyor ki bu durumdan Nevzat’ın dahi haberi yoktur.

5.       Bölüm: Selma sistemli bir biçimde her iki erkekle de oynamaktadır. Halim’i tamamen ağına düşürmüş; fakat Nevzat’tan da vazgeçmemiştir. Halim bütün ahlaki değerlerini yitirmiştir. Hayatını Selma’ya feda etmeye hazırdır. Nevzat, Halim’in Selma ile ilişkiye girdiğine dair şüpheler duymaktadır; fakat emin değildir. Selma, Halim ile birlikte olurken aynı zamanda Nevzat’a aşk mektupları yazmaktadır. Bunu Nevzat’tan öğrenen Halim yıkılır, dengesini yitirir, içkiye sığınmak zorunda kalır. Nevzat’ta bu yaşadıklarına karşılık olarak Selma’dan öç alma duygusu belirir. Nevzat, Selma’dan öç almak için Selma’yı unutmayı beklemektedir, onun tamamen kafasından silmesini beklemeye karar verir.

6.       Bölüm: Halim Selma’nın yalısında intihar eder. Halim’in başucunda kendi el yazısı ile yazılmış bir intihar mektubu bulunur, bu yüzden polisler olayı intihar olarak kabul eder ve kapatırlar. Oysa Salim Bey bu fikirde değildir. Salim Bey Halim’i Selma’nın öldürmüş olduğundan şüphelenmektedir; fakat Selma’nın aleyhinde hiçbir somut kanıt bulamaz. Halim’in intiharı Nevzat’ı ve onu tanıyanları derinden sarsar. Nevzat, Halim’in ölümü yüzünden kendini suçlar, Selma’dan Halim’in intikamını almaya kesin karar verir. Nevzat’ın içinde bulunduğu duruma üzülen Şerif ve Salim Bey onu teselli etmeye çalışırlar. Salim Bey’in Selma hakkındaki bilgileri Nevzat ve Şerif için aydınlatıcı olur. Salim Bey’in romanın ilk bölümünde Selma hakkında iddia ettiği şeylerin tamamı doğrulanmıştır. Salim Bey de diğerleri de Halim’in ölümünün intihardan kaynaklanmadığına kani olmuşlardır. Halim, Selma’nın hayatına giren ve intiharla yaşamını sonlandıran beşinci kişi olur. Bu Selma hakkında Salim’in söylediklerini haklı çıkarabilecek makul bir kanıttır. Selma’nın psikopat bir seri katil, acımasız bir sadist olduğuna yönelik şüphe güçlenmiştir.

7.       Bölüm: Nevzat ve Şerif, Selma’yı tuzağa düşürmek için bir plan yaparlar. Nevzat, bu plana göre Halim’in ölümünden bir hafta sonra Selma’nı yalısına gider. Giderken büyük bir zafiyet duyar. Selma’nın yalıda olmadığını ve Avrupa’ya bir seyahate gittiğini öğrenince tamamen yıkılır. Şerif’in evine gelir ve durumu Şerif’e anlatır. Selma’nın arkasından Avrupa’ya gitmek istediğini söyler. Şerif, Nevzat’ın Selma’ya karşı zafiyeti olduğunu görerek Nevzat’ı Selma’nın peşinden gitmemesi için ikna etmeye çalışır; fakat başarılı olamaz. Nevzat bir hafiye gibi kurnazca hamleler yaparak Selma’nın Avrupa’da nereye gittiğini bulur. Selma, Venedik’e gitmiştir. Bu şehir ile Selma’nı kişiliği arasında muazzam bir benzerlik vardır. Selma pek çok kez Nevzat’a Venedik’i çok sevdiğini söyler. Venedik de Selma’nın kasvetli dünyasına benzemektedir. Nevzat, Selma’nın peşinden gitmeye kesin karar verir ve bunu uygulamaya koyar.

8.       Bölüm: Nevzat, bir vapurla Venedik’e gider. Vapurda tanıdık birkaç Yahudi tüccar vardır. Onların aracılığıyla bir kadınla tanışır. Kadının adı Madam Leviski’dir. Trafik kazasında vefat etmiş zengin bir tüccarın karısıdır. Bu kadının romanın kurgusu içinde işlevi nedir, tam olarak anlaşılamıyor. Nevzat daha sonra bir tesadüf eseri Selma’yı bulur. Ondan kendisini affetmesini ister, Selma’ya yalvarır. Selma Venedik’te de İstanbul’daki gibi kasvetli ve karanlık kişilikli bir kadındır. Nevzat planına uyar ve Selma’ya karşı ustaca bir oyun oynar. Selma, Nevzat’ı ağına düşürdüğünü düşünerek önceki kurbanlarına yaptıklarının aynısını Nevzat’a da yapar. Gece yatarken Nevzat’ı öldürmeye çalışır; fakat Nevzat uyumamıştır, Selma muvaffak olamaz. Selma, Nevzat’a bütün cinayetlerini itiraf eder, gerilim kısmen çözülmüştür, Selma’nın sırrı aydınlanmıştır. Selma intihar etmek istediğini söyleyerek Nevzat’tan silahını geri alır. Silahını kalbine dayar ve tam tetiği çekecekken Nevzat’ın bir anlık zafiyetinden yararlanarak kurşunu onun kalbine sıkar. Olay mahalline önceden Nevzat’tan aldığı intihar notunu bırakır ve Nevzat’ın odasından çıkıp kendi odasına gider. Roman burada son bulur.

KİŞİLER

SELMA: Babası ve iki kocası intihar etmiştir. Beslemesi balkondan düşerek ölmüştür. Hayatına giren herkese ölüm bulaştıran bir kadındır; fakat bu ölümler tesadüfi değildir. Babası hariç diğer tüm ölümleri Selma organize etmiştir. İntihar süsü vererek cinayet işlemekte ustalaşmıştır. Profesyonel ve oldukça başarılı bir seri katildir. Dışarıdan dengesiz bir deli gibi görünmesine rağmen son derece soğukkanlı, ihtiyatlı ve kurnazdır. Babasının ölümüyle başlayan psikozdan kurtulamaz. Çok sevdiği babasının ölümüne karşılık olarak başka insanların, hayvanların canını alarak kendini rahatlatmaya çalışır. En akıllı erkeği dahi çileden çıkaracak oranda güzel ve çekicidir. Özgün özellikleri olan bir femme fatale’dır.

NEVZAT: Planlı, hesaplı, düzenli ve temiz yaşamayı seven, şık giyinen, akl-ı selim bir insandır; fakat Selma gibi bir kadının karşısından çaresizliğe düşecek kadar da dirayetsizdir. Selma’ya karşı büyük bir zaafı vardır. Selma’yı çılgınlar gibi sever. Selma’nın oyunlarına karşı Halim’ e oranla daha dirençlidir. Hesaplı bir insan olmasına rağmen Selma’nın kurbanı olmaktan o da kurtulamayacaktır. Halim’i de Selma’ya musallat ederek Halim’in ölümüne sebep olur.

HALİM: Üst düzey bir devlet memurudur, şairdir. Nevzat, Selma’yı denemek için onu kullanır. İlkin Nevzat’ ı Selma’ya karşı uyarmaya çalışmasına rağmen sonra Selma’nın cinsel çekimine kapılır ve intihara sürüklenir. Kendine göre ahlaki değerleri vardır; fakat bunlar Selma’nın kadınlığı karşısında direnebilmesini sağlayacak güçte değildir. Arkadaşının aşkıyla cinsel ilişkiye girerek bütün ahlaki kaidelerini kendi elleriyle yıkar. Karısına, çocuğuna ve annesine olan sorumluluklarını Selma yüzünden unutur.

SALİM: Emekli bir askerdir. Selma’nın İstanbul’daki yaşantısından önce onunla Edirne’de tanışmıştır. Kahramanlar arasında Selma’yı en iyi o tanır. Başından beri Selma’nın nasıl bir cani olduğunu bilen ve ona karşı Nevzat ve Halim’i uyarmaya çalışan uyanık biridir. Kitabın sonuna kadar Selma ile ilgili en nesnel tahlilleri o yapar. Romanda Salim Bey’in karısı da bulunmaktadır; üzerinde durulmaya değer bir özelliği yoktur.

ŞERİF: Katı bir gerçekçi ve iflah olmaz bir materyalisttir. Buna rağmen o bile kısa bir süre Selma’nın çekiciliğine kapılır. Nevzat ve Halim’i Selma konusunda aydınlatmaya çalışır, onları Selma’dan uzak durmaları konusunda uyarır; fakat muvaffak olamaz.

FERİHA: Halim’in karısıdır. Halim’e güvenir, kadın erkek ilişkilerinde kocasını kıskanma eğiliminde değildir. Halim’in bir oğlu (Ufuk), hasta bir annesi vardır; fakat bunlar tip olarak romanda yer almaktadırlar. Üzerinde durulmaya değer bir özellikleri yoktur.

YER

Olaylar İstanbul ve Venedik’te geçmektedir. İstanbul içindeki olaylar Selma’nın yalısının bulunduğu Çubuklu adlı bir Boğaziçi köyünde geçmektedir. Bunun dışında Selma’nın hayatından kesitler içeren bazı yer adları da romanda anılmaktadır. Selma Trabzonludur. Babası Trabzon’da bir arazi meselesi yüzünden intihar etmiştir. İlk kocasını Viyana’da Grand Otel’de intihar süsü vererek öldürmüştür. İkinci kocasını Edirne’de intihar süsü vererek öldürmüştür. Salim Bey ile Edirne’de tanışmıştır. İzmir’de beslemesini balkondan aşağıya fırlatarak öldürmüştür.

Venedik romanda özel bir öneme sahip; çünkü bu şehir tıpkı Selma’ya benzemektedir. Karanlık, kasvetli, viran, cinayetlerle dolu bir tarihi olan Venedik ile Selma arasında duygusal bir bağ vardır. Selma Venedik’te bulunmaktan, oranın işkencelerle, katliamlarla anılan mekânlarında dolaşmaktan zevk almaktadır.

Romanda iç mekân olarak En belirgin yer Selma’nın evidir. Bu ev boğaz kıyısında bir yalıdır. Bahçesinin içinde küçük bir köşk vardır ki Selma bu köşkte vakit geçirmekten hoşlanır. Selma’nın evinin içi karanlığa yakın bir ışık tarafından aydınlatılır. Kasvetli bir havası vardır. Ev çok sessiz ve sakindir. Adeta Selma’nın ruhunun karanlığı bu eve sinmiştir.

 ZAMAN

Olaylar birkaç aylık bir süre içinde yaşanır. Romanda 1940’lı yılların gerçekliği anlatılmaktadır.

DİL VE ANLATIM (ÜSLUP)

Romanın yazarı Peyami Safa tam bir dil ustasıdır. 1941 yılında basılan bu romanın aynı yıl yazıldığını varsayarsak dönemde kullanılan dile nazaran Safa’nın dilinin açık anlaşılır ve sade olduğunu söyleyebiliriz. Romanın para kazanmak için yazılmış bir polisiye olduğunu da göz önünde bulundurursak dilin anlaşılır olmasının işlevsel nedenlere dayandığını iddia edebiliriz. Günümüz Türkçesi ile romanın dilini karşılaştırmak gerekirse birkaç kelime hariç romanda kullanılan kelimelerin tamamı bu gün de kullanılmaktadır. Kullanılmayan kelimeler anlamı kapatacak oranda değildir. Roman polisiye türünde yazılmış bir piyasa romanı olmasına rağmen tasvirler ayrıntılı ve sanatsaldır. Safa’nı insan psikolojisine ait derin bilgi ve gözlemlerinin yansımalarını bu romanında da gözlemekteyiz. Safa’nın edebi romanlarındaki psikolojik altyapı bu romanında da göze çarpmaktadır. Her Safa romanında olduğu gibi fikir münakaşaları bu romanda da vardır; ancak Safa’nın edebi romanlarına nazaran daha basitleştirilmişleridir.

SONUÇ

Peyami Safa’nın Selma ve Gölgesi adlı romanı kara roman türünün edebiyatımızdaki ilk başarılı örneklerinden biridir. Bence romanı diğer polisiyelerden değerli kılan özelliği ana karakteridir. Selma, çok güçlü bir kadındır. Erkek egemen bir dünyada erkeksi özellikleriyle yer almakta, erkekleri öldürerek kendi gücünü onlara karşı kanıtlamaktadır. Bu açıdan sadece polisiye romanımız için değil edebiyatımız açısından da oldukça orijinal bir karakterdir Selma. Genellikle romanlarda femme fatale özellikleri taşıyan karakterler ahlaki gerekçelerle linç edilirler; fakat bu romanda Selma linç edilmemekte aksine başarılı kılınmaktadır. Selma’ya karşı analizlerinde romancı cinsiyetçi bir bakışa sahip değildir. Peyami Safa o dönemde pek çok kadın yazarın dahi cesaret edemediği bir biçimde başarılı bir kadın seri katili övmektedir. Hatta onun öldürme güdüsünü psikolojik temellerine oturtarak rasyonalize etmektedir. Bu açıdan Selma ve Gölgesi romanımız için oldukça önemli bir yapıttır diyebiliriz.

Peyami Safa’nın bu polisiyesi günümüzde yazılan çoksatar polisiye romanlarla karşılaştırıldığında önemli bir edebi derinliğe sahiptir. Bu açıdan Selma ve Gölgesi günümüzde piyasaya teslim olmuş polisiye romana karşı edebi bir polisiye romanın var olabileceğine yönelik anakronik bir kanıttır. Selma ve Gölgesi ayakları edebi zemine basan nispeten başarılı bir kara polisiye örneğidir.